AKSAKAL HOME PAGE

MANISA.gif (5678 bytes)

tantalis.JPG (20070 bytes)

Tantalis Kenti

tantalos.jpg (19466 bytes)

Kral Tantalos

Aigai     Saklı  Kent

Yazan:Haydar AKSAKAL

Pazar günlerini boşa geçirmemeye özen gösteriyoruz .Tekrar Aigai'ye doğru gidiyoruz Dağcılardan Fuat Kul oğlu-Mustafa Som ve Profesyonel fotoğraf üstadı Ayhan Tünel bizimle birlikte. .Ramazan ayın da gezi yapmak ve bu geziye katılmak kolay değil .Aigai'de gördüklerimizi belleğimize kazımaya başladık .Burada elde edeceğiz bilgi ve gözlemlerimiz ileriye dönük büyük faydalar ve katkılar sağlayacaktır. Saruhan Gazetesinde Aigai ile ilgili daha öncede yazı yazmış ve C.B. Üniversitesinin dikkatini bu konuya ve Manisa'da bir Arkeoloji Enstitüsünün kurulmasına çekmiştik
Tüm Yunt dağ bölgesini ,kayıp kentleri ve antik çağlardaki yaşamı ile daha iyi tanıyabilmek için tüm bölgeyi içine alan Topografik görüntülerin doğru bir şekilde yorumlanması gerekir .
Zirvelerden ,tepelerden vadilere ve su bölgelerine kadar her yerin çok iyi tanınması ve bilinmesi gerekir .Bu bilgilerin değerleneceği yer. Manisa Arkeoloji enstitüsü olabilir .
Hermos (Gediz ) ve Kaikos denilen ırmakların ve dağlık bölgenin arasına sıkışıp kalan
Nemrut Kalesi tüm haliyle muhteşem .Bu günkü imkanlarla böyle bir şehri kuramazsınız .Onu tekrar restorasyon 'la ayağa kaldırmağa kalksanız imkanlarınız yetmez. Ancak bölüm bölüm onarabilir ve Turizme kazandırabilirsiniz
Bu bölge ile ilk bilgiler Demosthenis Baltacı tarafından 120 sene önce Alman Arkeologlara aktarılmıştır . .Bu bölgede bir çiftliği bulunan ve o gün için bu bölgeye en hakim kişi olarak ,Baltacı yabancılar tarafından büyük itibar görmüştü .120 sene önce iyi durumda olan eserlerin ve yabancıların iştahını kabartan bölgede ki yapılaşma bu gün için kaderine terk edilmiştir .onun için ısrarla diyoruz ki Manisa da C.B. Üniversitesi bünyesinde bir Arkeoloji enstitüsü kurulmalıdır
Nemrut Kalesi,Çandarlı körfezine 12,5 km .uzaklıkta ;köseler köyüne ,kuzey cephesinden ise 2 km mesafededir .Bu bölgedeki en büyük nehir .denize doğru dökülen Koça çay eski dönemlerde önce Titnaios ve sonra Pytikos diye anılıyordu .
120 sene önce Baltacının öncülüğünde yapılan incelemelerden sonra Reinac ve Ronsay araştırmalar da bulundu ve şehirlerin antik ismi olarak "AGO" (Ege ) önerildi ve bu öneri daha sonrada benimsenmeye başlandı .Bir zamanlar Nemrut Kalesi ile aynı yükseklikte olan kent ( İ.Ö. 17 ) Tiberius yönetimindeyken meydana gelen depremle yok olan 12 kentten biridir .Yine Tiberius döneminde yeniden inşa edilmeye çalışılmış ve daha sonra meydana gelen depremlerle tamamen yıkılmıştır .Kuruluşu hakkında fazla bilgiye sahip olmadığımız kentin ismi dönem dönem değişikliğe uğramıştır .Heredot zamanın da (Aiyaiai ) ,Plinus döneminde ( Aegacae )ve bunların dışında her zaman (Aiyai ) olarak anılmıştır .
Şehrin konumu itibariyle politik bir yönü olduğunu düşünmüyoruz .Ne Ticaret yönünde elverişli bir ortam ,nede önemli yolların geçtiği bir ortamda kurulmamıştır .Bu günkü paralarla kurulamayacak ve yeniden inşa edilemeyecek olan AIGAİ Tarihin derinliklerinden bizlere sesleniyor .Köseler köyünden Ahmet bey diyor ki ;" ne olur burasını Tüm İnsanlığa duyurun ,tarih aydınlansın ve C .B .Üniversitesi bir Arkeoloji enstitüsü kurarak burayı sahiplensin ve Köseler köyünün kaderi değişsin ."
Depremle yok olan bu muhteşem şehirde gezerken kendimizi tarihin derinliklerine bıraktık ve onlar arasında yaşamayı düşündük .Onların bizlerden daha mutlu olduğuna kanaat getirdik ve böyle bir kenti kurdukları için zaman boyutunda ; ne kadar gururlansalar haklarıdır dedik .
Bizler bilim adamı olmadığımız halde ; yaşadığımız Manisa'yı ve civarını seviyoruz .İnsan olarak bazı sorumluluklarımızın olduğu bilincindeyiz .Ya sizler ;Devletin her türlü imkanlarını sunduğu ve hizmet beklediği, Aydın diye geçinen sizler ne zaman tatlı uykunuzdan uyanacaksınız ....

kralyolu.jpg (14830 bytes)

Kral Yolu

Bergama'dan SART'a giden yolun Siyekli, Kocadere su geçitindeki bölümü

sieklidirektas.jpg (16004 bytes)

Siyekli kocaderedeki dikme taşlar

Saklı kent AİGAİ 'ya gitmek üzere , MAK tarafından bir gezi tertip edildi.26.09.1999 Pazar günü Manisa Muradiye Camii'nin önünden , sabahın ilk ışıkları ile birlikte hareket edildi .Depremle yok olan Antik kent Manisa'dan gelecek ziyaretçilerini bekliyordu .Vedat Ece-Edip Yaşar -Mehmet K. .Keskin ve Arkadaşları
ETV 'den Rahşan ve Fatoş...Diş tabibi Dilek Akış ve arkadaşları ; Fahri Rehber Celalettin ŞenTürk' ün anlatımları doğrultusunda bilgi sahibi oluyorlardı .
Bu yöre hakkında ilk bilgileri , bu bölgeyi 115 sene önce ziyaret eden Alman Arkeoloji heyetine anlatan Demosthenis Baltazzi (Baltacı) dır. Baltacı uzun yıllar bu bölgede bir çiftliğin sahibi ve bu bölgeye son derece hakim bir kimse olarak tanınmıştı Onun önderliğinde W.M.Ramsey ve S.Reinach'ta bu şehirleri ziyaret etmişlerdi .1881 senesinde Jornalen of hallen ,1882 'de Bull Ole Corr Hellen bu bölgede iyi durumda olan bölgeler ile ilgili yazılar yayınlamışlardı
Alman Arkeoloji heyeti bu bölgede 29 günlük bir araştırma ve İnceleme yapmıştı .Daha sonra bu araştırmalarını bir kitap haline getirmişti .
Bizler çok yakınımızda olan bu tarihi zenginliklerin farkında değiliz .Senelerdir söylüyor ve yazıyoruz .Manisa'da mutlaka bir Arkeoloji enstitüsü kurulmalıdır. Bölge Antik zenginlikler ve yapılaşma ile doludur .
Manisa yöresi çok iyi araştırılmalı ve Toprağın altına inilmelidir .C.B. Üniversitesi bu bölgeyi Hazine avcılarına ve yağmacılara teslim etmemelidir .
Baltacı' nın öncülüğünde yapılan ziyaretlerden sonra Ramsey ve Reinach şehirlerin antik ismi olarak Ago (Ege) önerildi .ve öneri daha sonraları da benimsenmeye başlandı .Strabo diyor ki ;(XIII,3,5,p,621)
"AGO"adını birkaç saat doğudaki Nemrut kalesine vermekle yanlış bir şey yapmamış olacaktık .Burası eski bilgilerdeki şartlara en azından Güzel hisar kadar cevap verirken ayrıca etrafta bulunan sikkeler itibariyle "AGO" adını almaya hak kazanıyordu ."
"Bir zamanlar Nemrut kalesi ile aynı yükseklikte bulunan kenti (İ.Ö.17) Tibereus'un yönetimindeyken meydana gelen deprem ile yerle bir olan 12 kent' ten biri olduğu ve yine o imparator döneminde hızla yeniden inşa edildiği anlaşılıyor ."
Yine Alman Arkeoloji heyetinin yazılarına göre Papazlı ( Halit paşa ) köyü yakınlarında bir mabet ve Batık kent olduğunu öğrenmekteyiz
Bize göre bu antik yerleşim biriminin ne politik nede ticari bir önemi olmamıştır. Bergama ve Lidya arasında ileri bir karakol görevi görmüştür .
Şehrin ismi dönem dönem değişikliğe uğramıştır .Heredot zamanında ( Aiyaiai) sonra Plinius .V döneminde
(Aegacae )ve bunların dışında her zaman Aıgai diye anılmıştır .Kuruluşu hakkında elde pek bilgi yok
Aıgai'nin bekçisi Yusuf'ta Mak ekibine ;.antik kent hakkında anlattıkları ile, orada adeta bir devri yeniden yaşattı .Kalesi , Tiyatrosu ,Hamamı ,İş yerleri ,surları ,meclis binası ve yıkılan yerleşim birimleri ile adeta zamana meydan okumuştu. Aigai bir günlük gezi ile araştırılacak bir Antik kent değil. Daha çok zamana ve incelemeye gerek var .Köseler köyünden Antik köye yapılan asfalt yol ulaşımı bir nebze olsun kolaylaştırıyor. Antik kenti gezerken yine Alman araştırıcılara rastladık ..Yine onlar araştırıyor ve Bizler seyrediyorduk ...Devletimizin ve C.B. Üniversitesinin yeni bir yapılanma ile Antik medeniyetleri gün ışığına çıkararak Türk turizmine yeni Potansiyeller yaratması gerekir .Bilim adamı diye saygı duyduğumuz kişilerden laf değil ,Hizmet üretmeyi istemek ; her halde Türk insanının ve Dünya kültürünün hakkı olmalı ....

KAYIP UYGARLIKLAR

atlas.jpg (7752 bytes)   kutsalmagaralar.jpg (25335 bytes)

Kral Atlas                 Spil dağındaki kutsal mağaralar

                                                                    

YAZAN :HAYDAR AKSAKAL

Kültür ve Teknoloji ne kadar ileriyse o kadar kolay yok olur ve gerisinde de o kadar az iz bırakır .Bu gün üzerinde yaşadığımız ve hayranlık duyduğumuz ; Dünyanın en büyük şehirlerinden bazılarının bir Hidrojen bombası ile ortadan kalktığını düşünelim .Her şey yakılmış ,yıkılmış ve yok olmuştur .Binlerce sene sonra yok olan bu şehirlerin yerlerini tespit eden araştırmacılar ,bu günü tespit edebilecekler mi ?Anlatılanlar ve söylenceler bir hikayemi olacaktır. Yeni Mitoslar mı yaratılacaktır .Antropoloğlar yok olan bu yerlerdeki yaşamın ne kadarını yeniden kurgulamak olanağına sahip olacaklardır .
Her zaman için göreceli kanıtlar isteyen kuşkucu , şüpheci insanlar ve bireyler ortaya çıkacaktır .Uygarlığın M.Ö.4000 dolaylarında Mezapotomyadan başladığını öne süren bilim adamı Hapgood'un Maps of the Ancient Sea kıngs isimli kitabı kuşkucu bireyler için bir kaynaktır .Arkeoloji tarihi ; tüm dönemleri kapsayan , kayıp uygarlıkları bulanlara büyük bir yer ayırmıştır . Asma bahçeleri içinde , cennet gibi bir yer olarak düşlenen Babil'i Cladius Rich yeniden bulmuştu .Paul Emile Botta ,Henry layard ve H.Rawlinson asur ve tarih yıllıklarını kazandırmıştı .Champollion hiyeroglifi cözmüş ve mısır Turizm de odak nokta haline gelmiştir .Schliemann'ın TRUVA'yı ortaya çıkarması Mitos perdeleri arkasında yok olan bir şehrin yeniden ortaya çıkarılışıdır . Günümüz de hala Truva da araştırmalar devam etmektedir .Sır Artur Evans girit öykülerine canlılık kazandırmıştır . 5000 yıl önce İndüs ırmagı kenarında yitik olan , günümüzün standartalarına uygun medeniyette yakın zamanlarda
Bulunmuştur .
Manisa ve civarında bulunan kayıp kentler ; Tantalis ,Papazlı ve uzun Hasandaki yerleşim birimlerin de yapılacak arkeolojik kazılarla ortaya çıkabilir .Bunların ortaya çıkarılması uygarlık ve Arkeoloji için büyük bir kazançtır .

sag.gif (114 bytes)                             sol.gif (115 bytes)

ana sayfa