muze19.jpg (10304 bytes) kybele.jpg (66316 bytes) muze20.jpg (10021 bytes)

AKSAKAL  HOME  PAGE                                                                                                                              MANISA.gif (5678 bytes)

 Marsyas ve Kybele

    MARSYAS ( FLÜT USTASI )     YAZAN:HAYDAR AKSAKAL             
Olimpos dağında baharın geldiğini müjdeleyen bin bir renkli kelebekler,çiçekten,çiçeğe uçuyorlardı .Sağa,sola sallanan ağaç dallarının üzerine konan kuşlar en güzel şarkılarını tabiat anaya söylüyorlardı .Rüzgarların, uzaklardan getirdiği selam ve sevgiler,Spil Dağının doruklarına kadar uzanıyordu. Havanın coşkusu ile, şakayıklar birbirlerine yaslanarak su perilerinin anlattığı hikayeleri dinlerken,

Tanrıça Athena'da; bu mutluluktan pay almak için ormanda dolaşmaya çıkmış .Rüzgarın söylediği melodiler onu da etkilemiş. Çıkan sesleri taklit etmek istiyor ve kendi kendine mırıldanıyormuş. Bir geyiğin kaval kemiğinden Flüt yapmış. Ormanda tüm canlılar susmuş onun çaldığı müziği dinlerken, .

Tanrıça Afrodit ve Hera, Athena ile alay etmiş. Flütü çalarken yanakları şişiyor, çirkinleşiyor diye. Kızmıştı Athena. Güzellik suyunun aktığı bir pınar başına gitti. Flütünden güzel sesler çıkıyordu. Bir kuğu gibi süzülen beyaz kartallarda, kayaların üzerine konmuştu .Tüm ormana derin bir sessizlik hakim olmuş. Bütün gözler Athena'nın üzerindeydi. Güzeller güzeli Afrodit onunla alay etmişti. Gururuna dokunmuştu onun söyledikleri. Flütünü tekrar kullanmak istemedi. Fırlatıp atmış onu ormana.

Günün birinde;Marsyas Spılus ormanların da dolaşırken, Athena'nın Flütünü bulur. Bunu örnek alır. Daha iyisini yapmaya karar verir. Günlerce çalışır. Değişik sesler çıkaran yedi delikli Flüt yapar. Zaman içinde yaptığı,bu alete Friğya flütü adı verilir .

Söylencelere göre keçi ayaklı Satir olan Marsyas ,Friğya kenti olan Selene'de doğmuş. Dağlarda flütü öttürerek dolaşırmış. Spilos dağında, flütünden yükselen olağan üstü ses ile,dinleyenleri mest eder. gönüllerini çaldığı müzikle ışıl ışıl yaparmış.

Müzisyenliğine ve ustalığına her kes saygı duyarmış. İyi bir müzisyen olduğuna kendiside inanırmış.

Günlerden bir gün, Attis'in ölümünden üzüntü duyan Bereket tanrıçası Ana Tanrıça Kybele'ye rastlamış. Ona yoldaş olmuş. Beraberce tüm Anadolu'yu dolaşmışlar. Her gittikleri yerde Flütüyle ilahiler çalmış Kybele için. Gece ile gündüzün eşit olduğu, Bahar günü yapılan Kybele törenlerine katılmış. Sulara; çaldığı müzik eşliğinde çiçekler atılmış. Askonia'yı,Pessias'ı dolaşmış ve Sipylene'de su perilerinin dans ettiği pınar başında,tanrı Apollon'u görmüş. Apollon da iyi bir müzik ustasıymış. Tantalos gibi Lir çalarmış. Marsyas çevresinde usta sayılırmış. Flüt çalarken ona Marsyas usta derlermiş. Meydan okur Tanrı Apollona. Beyaz Kartalların kuğu gibi Tantalos gölünün ve ormanın üzerine süzüldüğü ve Manisa lalelerinin açtığı bir gün Marsyas ve Tanrı Apollon arasında bir müzik yarışması başlamış. Su perileri hakem heyetindeymiş. Dokuz peri çalınan müzik içinde hangisinin birinciliğe layık olduğuna bir türlü karar verememiş . Bu arada; nereden hakem heyetine girdiği belli olmayan Kral Midas birinciliği Marsyas'a vermiş. Apollon çok kızmış. Marsyas'ın derisini yüzdürüp rüzgarlı mağaraya asmış. Rüzgar estikçe, Marsyas'ın derisi bir müzik aleti gibi sesler çıkarırmış. Midas'ın kulaklarını da eşek kulağına çevirmiş. Marsyası sevenler onun adına bir heykel yaptırmış. Onun ismini sonsuza dek yaşatmak istemişler. Anadolu'da meydana gelen depremler; medeniyetleri yok ettiği gibi; Marsyası'da toprağın derinliklerine itmiş. Günlerden bir gün bir köylünün toprağı kazması ile tekrar gün yüzüne çıkan Marsyas heykeli; 1989 yılında Sarıgöl'den satın alınarak Amerika'ya kaçırılmış. Devletimizin girişimleri ile 1995 senesinde ,Tekrar geri alınan Marsyas heykeli, Manisa'ya getirilerek müzeye konmuştur. Antik dönemden bu güne uzanan Marsyas adına Yapılacak Müzik festivalleri ile Manisa ön plana çıkartılabilir .

manisam_2.JPG (26530 bytes)

MANİSA ADININ KAYNAĞI

YAZAN :HAYDAR AKSAKAL

Manisa milyonlarca yıldan beri sırtını Manisa spil dağına dayamıştır. Yüz yıllardan beri gören gözler , boş boş ovaya ve içinde hayati belirtilerin bulunduğu Spilos'a bakmışlardır...

Düşlerimizi on binlerce yıl geriye taşıyalım. Bu yerler nasıldı ? Buradan kimler geldi?Kimler geçti? Konuşulan diller , yaşanan bu yerlere konulan isimlerin kökeni neydi?Manisa'da yaşayan insanların genetik kartlarının yapısı ve oluşumu nasıl olmuştu? Tarihi kayıtlar bize binlerce yıllık süreç içinde , çok az bir kısmını aktarmıştır.

Manisa 'da çıkan ve yeni bir oluşumu başlatacak olan elinizdeki gazetede biz de şehrimiz ile ilgili konulara değişik açıdan bakacağız. Sizlere Merhaba diyoruz. Olaylara yapıcı bir açıdan yaklaşmak ve çözüm yollarını göstererek pozitif enerji üretmek bizim düşünce tarzımız ..

Bu güne kadar Manisa adının Kaynağı hakkında değişik görüşler ileri sürülmüştür. Bunların başlıcaları şunlardır .

" Mağnetler Teselya'da ki Mağnesia'dan gelerek bu şehri kurdular. Yeni yurtlarına da geldikleri yerin adını verip "Mağnesia" dediler .Eski kaynaklarda Menderes nehri civarında ki Maiandros Mağnesia' sın dan ayırmak için Magnesia ad Sipylum veya Spiylos Mağnesia'sı adı verilmiştirn

Bu bölgede bulunan mıknatıslı demire nisbet edilerek bu ad verilmiştir.

Lidya veya başka bir ön asya dilinde , anlamını bu gün bilemediğimiz bir kelimeden türemiştir. Evliye çelebiye göre ise Latinler buraya büyük anlamında NİSA derlerdi. Manisa' nın Bizanslılar dan alınmasından , sonra Mağnesia denildi ki , manası KAFİR KARISI ŞEHRİ demektir."

Mader kelimesinin kısaltılması Ma'dır .ve anne anlamına gelmektedir. Fars kültürü bu bölgeye kadar çok etkili olmuştur. NİSA Arapça, İbrani'ce, Fenike, Arami'ce dilinde aynı anlamı içeren kelimedir...

MA-N-İSA İsa'nın annesi şehri manası'na da gelmektedir. Spil dağın da bulunan ve Harita lar da gösterilen nirengiye MERYEM taşı ismi verilmiştir. Meryem ana Efes'e gitmeden önce Manisa'da Roman Shire isminde ki tapınakta kaldığı ve .O yüzden ; bu bölgeyi şereflendirdiği için İsa'nın annesi anlamına gelen Manisa ismi verildiği söylenmektedir....

Bu konuların Dil bilimciler ve uzmanlarınca incelenerek ortaya çıkarılması gerekmektedir.

 

sag.gif (114 bytes)                             sol.gif (115 bytes)

ana sayfa

aksakal@turk.net